Kapatmak için ESC tuşuna basınız.

Aşk ve Bilim: Tarihte Akademi ve Bilim Dünyasına Damga Vurmuş Çiftler

Marie ve Pierre Curie 

Marie Curie, doğum adıyla Marie Sklodowska, tüm zamanların en ünlü bilim insanlarından biri. 1894 yılında Paris’teki bir laboratuvarda çalışırken müstakbel eşi Pierre Curie ile tanıştı. 

Pierre ona evlenme teklif ettiğinde, Krakow Üniversitesi’nde akademik bir göreve başvurduktan sonra Varşova’ya dönmesi gerektiğini belirtti. Ancak üniversite, muhtemelen o dönemin önyargıları nedeniyle Curie’yi reddetti. 

Pierre, manyetizm üzerine yürüttüğü kapsamlı araştırmaları detaylandırarak Curie’yi Paris’e geri dönmeye ikna etti. Merakla Paris’e dönen Curie, 1895 yılında uranyum üzerine doktora tezini hazırlamaya başladı ve bu çalışma spontan radyoaktivitenin keşfine yol açtı. 

Çift aynı yıl evlendi ve Pierre’in 1906’daki erken ölümüne kadar süren, Nobel ile de taçlanan bir iş birliği başladı. 

Frederic Joliot & Irene Joliot-Curie 

Irène Curie, Marie ve Pierre Curie’nin kızı olarak 1897 yılında dünyaya geldi. Tıpkı annesi gibi o da alanında başarılı bir bilim insanıydı. Henüz 17 yaşında Birinci Dünya Savaşı’nın cephe hatlarında yaralı askerlere X-ışınları uygulayarak tedavilerine yardımcı oluyordu. 

Marie Curie, kızı Irène Curie’nin evliliğini onaylamadı ve yıllarca Frédéric Joliot’u “Irène ile evlenen adam” olarak adlandırdı. Curie, Joliot’un sadece Curie adını kullanmaya çalıştığından endişeliydi, ancak yıllar sonunda bu evlliği kabul etmek zorunda kaldı. 

Irène ve Frédéric, yapay radyoaktif elementlerin üretimi konusundaki çalışmalarıyla 1935 Nobel Kimya Ödülü’nü kazandı. 

Marie-Anne ve Antoine Lavoisier 

Tarihin en ünlü bilim çiftlerinden biri olan Marie-Anne ve Antoine Lavoisier, 1700’lerde kimyada büyük keşifler yapan iki bilim insanıydı. 

Marie-Anne henüz 13 yaşındayken evlenen çift, Marie-Anne’in çeyiziyle kimya laboratuvarı kurdu. Burada çift, oksijenin bitki ve hayvan solunumundaki rolünü araştırdı. 

Çift, bir kimyasal tepkimede pratik olarak tepkimeye giren maddelerin kütleleri toplamı, tepkime sonunda oluşan ürünlerin kütleleri toplamına eşit olduğunu tanımladı. Böylece literatüre Kütlenin Korunumu Yasası’nı kazandırmış oldular. 

Fransız Devrimi’nin ardından Antoine ihanetle suçlandı ve 1794’te idam edildi. Marie-Anne ise Antoine’un çalışmalarının önemini göstermek için büyük çaba harcadı. Bir yıl sonra hükümet idamının bir hata olduğunu kabul etti. 

Gerty ve Carl Cori 

Gerty ve Carl Cori, Prag Üniversitesi’nde lisans öğrencisiyken tanıştılar ve 1920’de mezun olduktan hemen sonra evlendiler. ABD’ye taşındıktan sonra Cori çifti, Buffalo, New York’taki Roswell Park Kanser Enstitüsü’nde karbonhidrat metabolizmasını araştırdılar. 

İnsan vücudunun glukozu nasıl işlediğine odaklandılar ve sonunda glukozun bir türevi olan glikojenin, kas dokusu tarafından enerji için kullanıldığı ve daha sonra enerji deposu olarak yeniden üretildiği mekanizmasını keşfettiler. 

Bu keşif, çifte 1947’de tıp alanında Nobel ödülünü kazandırdı. Gerty Cori, tıp alanında bu ödülü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçti.

Bir yanıt yazın